Ön Türklerin Ortaya Çıkışı
Ön Türklerin ortaya çıkışı ile
Dünya Tarihi yazılmaya başlandı. Asya steplerinde ortaya çıkan bu toplum,
tarihin sonraki evrelerinde Dünya medeniyetini inşa edecektir.
Ön Türk’ler! Yani
Türk’lerin ataları. Türk Tarihinde henüz son 100 yılda gün yüzüne
çıkartılabilmiş ve günümüz teknik imkanlarıyla ana hatlarına ve kısmen de olsa
detaylarına vakıf olabildiğimiz Ön Türkler dönemi tarihimiz açısından fevkalade
öneme sahiptir. Öncelikle Ön Türk ifadesini netleştirmemiz gerekiyor. Ön Türkler,
Türk olarak tanımladığımız etnik kimliğin kökenlerini teşkil eden unsurlardır.
Bu unsurlara tam anlamıyla Türk’tür diyemeyiz. Çünki bu toplum kendilerine
henüz “Türk” dememektedir. Kendilerine Türk sıfatını koymaları binlerce yıl
sonra gerçekleşecektir. Bunun yanında Türk değildir dememizde mümkün değildir.
Zira Türk kimliğini oluşturan genetik, etnik, kültürel, dini ve toplumsal
temeller Ön Türk’ler döneminde inşa edilmiş ve günümüze kadar Türk’ler
tarafından miras olarak kabul edilerek yaşatılmıştır. Bu değerleri Türk’ler
dışından sahiplenmiş ve yaşatabilmiş başka bir toplum bulunmadığından, aynı
zamanda genetik olarak da mirasçı kabul edildiğinden, ifade olarak Ön Türk’ler
dememiz doğru olacaktır.
Öncelikle Ön
Türk’lerin genetik soy ağacını incelememiz gerekiyor. Ön Türkler 1.
Derecede Esas Irk’lardan olan Beyaz Irk ile 2. Derecede “Melez” Irk’lardan olan
Amerind’lerin akrabalık bağı neticesinde ortaya çıkmış 3. Derecede “Türemiş”
bir Irk’dır. Ön Türk varlığını tarih sahnesine çıkartan bu akrabalık bağı,
tespitlere göre Taş Çağı olarak adlandırdığımız, buzul çağının sona ermesinden
kısa bir süre sonra gerçekleşmeye başlamıştır.
Bilindiği üzere
Milyonlarca yıl önce başlayan Buzul Çağı, -100.000’lerde etkisini azalttı,
-18.000’lerde Zirve noktasına ulaştıktan sonra hızla etkisini yitirerek
-10.000’lerde tamamen sona edi. Asya’da iklimsel ve coğrafi zorluklar nedeniyle
zor bir yaşam sürdürmeye çalışan İnsanoğlu, Buzul Çağı’nın son bulmasıyla hızla
çoğalmaya ve İnsanlık Tarihinin temellerini oluşturmaya başladılar. Bu oluşum
süreci içerisinde Ön Türk olarak tanımladığımız toplumlar ortaya çıkmış, önce
genetik olarak ayrışmış, sonrasında kültürel değerlerini ve toplumsal yaşayış
şekillerini edinerek kendisine “Türk” adını vererek örgütlenmiştir.
Ön Türk’leri
oluşturan unsurlardan biri olan “Beyaz Irk”, insanoğlunun Afrika’dan Asya’ya
göç hareketine giriştiği -70.000’li yıllardan beri Asya kıtasını mesken
edinmiş, -40.000’lerde genetik olarak diğer Irk’lardan ayrı nitelikler
kazanarak burada yayılmış kadim Irk’lardan biridir. Günümüzde çekik gözlü
insanlar hariç beyaz ten rengine sahip tüm insanların bu Irktan türediği kati
bir gerçektir. Beyaz Irk, Asya’daki varlığını devam ettirirken ilk resimleri
çizerek bu resimlere anlamlar yüklemiş, sonrasında damgalara ve yazıya
dönüştürmüştür. Ön Türk’lerin atalarından bir diğeri de Amerind’ler yani
Kızıl Derililer olarak tanımladığımız Amerikan yerlilerinin atalarıdır.
Amerindler, Kuzey bölgelerinde yaşayan “Sarı Irk” ile Beyaz ve beklide bir
miktar Siyah Irk’ın akrabalık bağları neticesinde oluşmuş ilk Melez Irk’dır.
Amerindler -25.000’li yıllarda ortaya çıkarak bir bölümü kuzeyden Bering Boğazı
üzerinden Amerika’ya göç etmiş, diğer bir kısmı Asya’da kalarak varlığını devam
ettirmiştir. -18.000 de Zirve noktasına ulaşan Buzul çağı nedeniyle güney
bölgelerine doğru göç etmiş ve Asya toplumları ile karışmıştır. Ön Türk’lerin
oluşum süreci bu iki Irk’ın akrabalık bağları karışması ile ortaya
çıkmıştır.
Avrasyalı Ön
Türk’ler
Beyaz Irk ve
Amerind’lerin ilk akrabalık bağı -8.000’lerde gerçekleşir. Buzul Çağının sona
ermesiyle birlikte yeryüzünün daha yaşanabilir bir yer olmaya başlar ve
akarsular, göller, dereler yani hayatın kaynağı SU yeryüzündeki yaşanabilir
mekanların temellerini oluşturmuştu. Bu dönemde Aral gölü, yoğun insan
popülasyonuna sahip bir yerleşke durumundadır. Bu bölgenin yerlileri olan Beyaz
Irk, Aral gölü civarında varlıklarını devam ettirmekteydiler. Kuzey
bölgelerinde yaşayan Amerind’lerin bir bölümü, -8.000’lerde güney bölgelerine
doğru göç hareketi başlatmışlardı. Bu göç hareketi ile Aral gölüne kadar inen
Amerind toplulukları, bölgede yaşayan Beyaz Irk ile muhatap olarak aynı
coğrafyayı paylaşırlar. Bu paylaşım zaman içerisinde evlenmelerle akrabalık
bağına dönüşmüş ve iç evliliklerle genetik olarak müstakil bir hal almıştır.
İlerleyen yüzyıllarda dış toplumların etkenlerine maruz kalmayarak iç
evlilikler ile akrabalık bağını güçlendiren bu toplumlar artık birbirinden ayrı
iki Irk değil birbirlerine benzeyen tek bir toplum haline gelirler. Bu akrabalık
bağı ilk Ön Türk kolunu meydana getirir. Bu kol hem Beyaz Irk’ın hem
Amerind’lerin sosyal yaşantısı, dini inançları ve genetik özelliklerinin bir
karışımı halinde yeni bir Etnik yapı oluşturur. Ön Türk tarihindeki en derin
izler bu yeni toplumun eseridir. Bu kol, tarihin sonraki evrelerinde Sümerler,
Sakalar, Tirikler, Hurriler ve Etrüskler olarak karşımıza çıkartacaktır. Bu
sebeple bu kola Avrasyalı Ön Türk’ler diyoruz.
Asyalı Ön Türk’ler
İkinci akrabalık
bağının gerçekleşmesi -2.000’lerde Asya steplerinde gerçekleşti. Asya’nın kuzey
bölgelerinde varlıklarını sürdüren Amerind’ler, bir kolları Aral gölüne göç
etmişse de bütünlüklerini korumuş ve yoğun dış etkilere maruz kalmadan
varlıklarını devam ettirmişlerdi. -8.000’ler küçük bir kolu Aral’a geç eden
Amerindler, göç hareketine devam ederek Baykal Gölü ile Tanrı Dağları arasında
bulunan geniş coğrafyada yerleştiler. Binlerce yıl bu bölgede varlıklarını
devam ettiren Amerindler artık Tanrı dağlarının yerlileri haline geldiler. Daha
önce Aral Gölünde akrabalık bağı kuran bu iki ırk, bu kez Tanrı dağlarında bir
araya geldiler. Asya içlerinde varlıklarını sürdüren Beyaz Irk’ın bir kolu
Kuzey bölgelerine doğru göç hareketine girişti. Bu göç hareketi neticesinde
Tanrı Dağları civarında yerleşik bulunan Amerind’ler ile sosyal bir karışım
içerisine girdiler. Amerindlerin çoğunlukta, Beyaz Irk’ın azınlıkta olduğu bu
toplum zaman içerisinde iç evlilikler ile müstakil bir topluluğa dönüşerek tek
bir toplum haline geldiler. Bu topluluk, ağırlıklı olarak Amerind’lerin,
azınlıklı olarak Beyaz Irk’ın genlerini taşımaktadır. Azda olsa Çekik gözlü
olmaları bundandır. Amerindler’in Beyaz Irk ile karışan toplumları Asya
Türkleri olmuş, Beyaz Irk ile karışmayan Amerindler ise Tanrı Dağlarının
doğusuna doğru ilerleyerek burada Sarı Irk ile karışıp Moğolların, Sienpilerin,
Tibetlilerin v.b. Asya halklarının ataları olan toplumları inşa ettiler. Bu
kol, tarihin sonraki evrelerinde Hunlar, Göktürkler, Uygurlar, Karahanlılar
v.b. İlk Türk Devletleri ile karşımıza çıkacaktır. Bu sebeple bu kola Asyalı Ön
Türk’ler diyoruz.
-1.500 lü yıllarda
Asyalı Ön Türk kolu ayrı bir Irk haline gelmiş, -8.000’lerde Aral Gölünde
ortaya çıkan Avrasyalı Ön Türk kolu ise -3.500’lerde Sümer Devletini kurmuş,
Sümerlerin -2.000’lerde yıkılmasıyla sonraki yüzyıllarda Asya’ya göç ederek
takriben yine -1.500’lü yıllarda Asya’da bulunan Ön Türk kolu ile birleşip
karışarak Türk kimliğini ortaya çıkartmıştır.
Burada dikkat
edilmesi gereken ve muhtemelen bir soru işareti olarak beliren bir husustan bahsetmek
gerekecektir. 1nci ve 2nci Ön Türk kolları olarak bahsettiğimiz iki ayrı
bölgede, binlerce yıl arayla ortaya çıkan Etnik yapılar nasıl olurda aynı Etnik
Köken ile ifade edilebilir? Şunu anımsamak gerekir ki ; her iki toplumda aynı
atadan yani Amerind’ler ile Beyaz Irk’ın akrabalık bağı neticesinde ortaya
çıkmıştır. Bunun yanında her iki toplumda da aynı Dini ve Kültürel değerler,
aynı Yazı ve Dil, aynı yaşayış tarzı hakimdir. Buda aynı kültürün iki farklı
coğrafyada iki farklı şekilde tezahürü olarak adlandırılabilir. Hem genetik,
hem kültürel hem de etnik olarak birbirlerinden çok az farkı olan bu
toplumların bir araya gelmesiyle “Türkler” ortaya çıkmıştır ki buda “Türk”
kimliğini oluşturan bu iki kola “Ön Türk” dememizi fazlasıyla açıklar.
Yorumlar
Yorum Gönder