AHMET II. (1643-1695)


2. Ahmet; yirmi birinci Osmanlı padişahıdır. Sultan İbrahim ile Muazzez Sultan’ın oğludur. 1691 de kardeşi II. Süleyman’ın ölümü üzerine tahta çıkmıştır.
II. Ahmet tahta geçtiği zaman, İmparatorluk, İkinci Viyana Kuşatmasıyla uğraşmaktaydı. Köprülü Fazıl Mustafa Paşa’nın, ağustos 1961 de, Avusturyalılarla yaptığı savaşta şehit düşmesi askerin maneviyatını bozmuş, ordunun Belgrad’a doğru çekilmesine sebep olmuştu. Bununla beraber Avusturyalılar da fazla miktarda insan kaybettiklerinden, ayrıca Tuna’daki donanmaları Türkler tarafından mağlup edildiğinden, geri çekilmekte olan Osmanlı Ordusu’nu takip edememişlerdi.
II. Ahmet’in Mustafa Paşa’nın ölümü üzerine Arabacı Ali Paşa’yı sadrazamlığa getirdiğini görüyoruz. Yeni sadrazam, dirayetsiz, gayretsiz, aynı zamanda zalim bir kimseydi. Devlet adamları arasında giriştiği birtakım lüzumsuz temizlik hareketleri Osmanlı ordusunu büsbütün sarstı. Ordu, bütün sınır boyunca savunmaya çekilmek zorunda kaldı. Kısa bir müddet sonra onun yerine sadrazamlığa gelen Hacı Ali Paşa ise hemen sefere çıkmakta tereddüt etmedi; ancak, savaş olmadı, Sadrazam da Belgrad kalesini tamir ettikten sonra geri döndü. Bir yıl sonra Hacı Ali Paşa da padişahla aralarında çıkan bir anlaşmazlık yüzünden sadrazamlıktan ayrıldı, yerine 1693 te Bozoklu Mustafa Paşa tayin edildi. Mustafa Paşa Erdel’i Avusturyalılardan kurtarmaya çalışmış, fakat yurda dönüşünde birtakım entrikalarla yerinden uzaklaştırılarak bu defa da sadrazamlığa Sürmeli Ali Paşa getirilmiştir. Onun sadrazamlığı sırasında Venedikliler Sakız adasını, Dalmaçyadaki Gabella kalesini zaptettiler.
II. Ahmet zamanında devletin iç durumu da çok karışıktı. Suriye, Irak ve Hicaz’da yer yer ayaklanmalar oluyordu. Bu padişah, hayatının kırk yedi senesini sarayda hapiste olarak geçirdiği için, son derece kararsız, asabi mizaçlı bir insan olmuş, hükümdarlık hayatında hiçbir varlık gösterememiştir. Dört yıllık saltanatı sırasında dört sadrazam değiştirmesi bunu ispat eden bir delildir. Daima çevresinin tesirinde kalır, çabuk kızardı. Ahmet I. şiir ve musikiden çok hoşlanırdı.
Edirne’de ölmüş, cenazesi İstanbul’a getirilerek Kanuni Süleyman Türbesine gömülmüştür.

Yorumlar