Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Attila Destanı

I Kimse titretemedi Hunlar kadar Roma’yı. Roma ki, Akdeniz’i bir iç göl yapmış, üç kıtaya hâkim İleri karakolları, Tuna’dan Ren ve Fırat’a Oradan Sahra ve Lut Havzasına ulaşan bir dünya emperyali... Hiçbir kuvvet, korkutamadı Hunlar kadar Roma’yı. Hunlarla ittifakı reddeden Gotlar, Trakya-İtalya’ya; Vizigotlar, Güney Fransa’ya; Vandallar, Kuzeybatı Afrika’ya sürüldü. Zenci köle ticâretini Roma’nın ekonomik öğesi yaparak Roma’ya boyun büktüler. Uranus oğullarını Olympos’a gömmeyi başaran İsa, bu yabanıl kavimleri de kanatlarının altına almayı başaralı 200 yıl olmuştu Pagan Greko-Latin uygarlığı Hıristiyanlaşalı ve İsa asılıp  "Konsül Hıristiyanlığı"  resmi din ilân edileli beri Roma, İsa’yı asıp sosyal ve kültürel ihtişâmını koruyacağını düşünmüştü. Oysa İsa’nın gölgesiyle acze düşmüştü. Hunlarla Cermenler, aynı amaçla birleşince, Attila’nın amcası Ruga, Kuzey Avrupa’da bir tehdit odağı olmuştu. Başbuğ Ruga, Orta Asya’dan getirdiği töre ve törenlere sâdık kalıp kendi kült

Alpamış Destanı

16 boydan oluşan Kongratların beyi Alpun (Alpin), Davan (Daban) Bey'in oğludur. Alpun'un Baybörü ve Baysarı adlarında 2 oğlu olur. Ne var ki bu ikisinin de çocukları olmaz. Bu yüzden her fırsatta toplum tarafından aşağılanırlar. Sözgelişi gittikleri bir düğünde bunları kimse karşılamaz, önlerine yemeğin en kötüsü getirilir. Bu ve buna benzer hareketlerden rahatsız olan 2 kardeş 40 gün Tanrı'ya yalvarırlar. Rüyalarına giren dervişten çocuklarının olacağını öğrenirler. Dervişin dediği çıkar ve zamanı geldiğinde, Baybörü'nün bir oğlu bir kızı olur. Büyük bir ziyafet verilir. Derviş kimseye görünmez, sadece 2 kardeşe görünür. Oğlana Hakim Bek, kıza Kaldırgaç adını kor. Baysarı'nın da kızı olur. Derviş bu kıza da Ay Barçın adını kor. Baybörü ve Baysarı’ya Hakim Bek'le Barçın'ın evleneceklerini, Hakim Bek'in ileride bileği bükülmez bir yiğit (batır) olacağını söyler, gözden kaybolur. Ailelerin anlaşmasıyla Hakim'le Barçın birbirine beşik kertme edilir.

Alp Er Tunga Destanı

İran padişahı Minûçehr'in ölümünü haber alan Turan padişahı Peşeng, İran aleyhine savaş açmak için Türk ulularını topladı:  "İranlılar'ın bize yaptıklarını biliyorsunuz. Türk'ün öç alma zamanı gelmiştir. "  dedi. Oğlu Alp Er Tunga'nın içinde öç duyguları kaynadı. Babasına:  "Ben, arslanlarla çarpışabilecek kişiyim. İran'dan öç almalıyım. "  dedi. Boyu, servi gibi; göğsü ve kolları, arslan gibiydi. Fil kadar güçlüydü. Dili, yırtıcı kılıç gibi idi. Savaş hazırlıkları yapılırken Türk padişahının öteki oğlu Alp Arız, saraya gelip babasına:  "Baba! Sen, Türkler'in en büyüğüsün. Minûçer öldü; ama İran ordusunun büyük kahramanları var. İsyan etmeyelim. Edersek, ülkemiz yıkılıp gider. "  dedi. Peşeng, oğluna şöyle cevap verdi:  "Alp Er Tunga, avda arslan, savaşta savaş filidir. Bahadır bir timsahtır. Atalarının öcünü almalıdır. Sen, onunla birlik ol. Ovalarda otlar yeşerince ordunuzu Amul'a yürütün. İran'ı atlarınıza çiğne

Adana'nın Fethi Destanı

Adana'nın Fethi Destanı Yöre: Adana Anadolu Selçukluları, Orta Asya’dan oba oba gelen Oğuz Türklerini uç beyi olarak yerleştirirdi. Üç yüz çadırla (hane) Anadolu’ya göç eden Ramazanoğlu aşireti de önce  “Kilikya” ya (Çukurova) sonradan Çaldağı eteklerine yerleştiler. Birgün Adana’daki Bizans tekfurunun oğlunun elindeki doğan uçar ve Ramazanoğlu obasının bir çadırı önüne konar. Tekfurun oğlu, doğanın peşinden gelir ve çadırdan çıkan güzel bir Türk kızına aşık olur. Tekfur, kızı ister. Obanın ileri gelenleri toplanır. Çünkü Müslüman kızın Hıristiyan bir erkek ile evlenmesi dinen mümkün değildir. Kız verilmezse bu bölgede yaşamaları ise zor. Bunun üzerine Tekfur’a bir tuzak hazırlarlar. Çaldağı eteklerinde düğün yaptırırlar. Muhafızlar eğlenip içki içerken Ramazanoğlu obasının genç erkekleri, Tekfur’un muhafızları kıyafetinde şehre yaklaşırlar ve "Şehir halkı gelin alayını karşılasın." diye haber gönderirler. Şehir halkı, dışarıda toplanır. Ramazanoğlu erlerinin bi

Çin Kaynaklarına Göre Türk Boyları

Kao-ch'e Boyları Kao-ch'e Boyları Kao-ch'e'ların menşeyi Hunların ataları döneminde adları kaynaklarda geçen Kızıl Ti' (Ch'ih-ti)'lere dayandırılmaktadır [89]. Bu yüzden onların ilk adlarının Ti-li olduğu da vurgulanmıştır. Ting-ling'lerin sonraki devirlerdeki nesilleri oldukları açıkça anlaşılan Kao-ch'eların, dolayısıyla Hun öncesi dönemde Çin'in kuzeyinde yaşayan ve çoğunlukla Türk boylarının ataları olarak gösterilen Ti'lere bağlanması çok enteresandır. Bu her şeyden önce onların isimlerinin yaygınlığı ve tarihi perspektif içinde oynadıkları derin rolleri göstermektedir. Dillerinin Hunlarla aynı olduğu ifade edilmiş, yani aynı dili konuştukları bildirilmiştir. Kao-ch'e'ların kökenini Çin kaynakları, efsanevi devirlere kadar götürmektedir. Hunların ataları bahsinde çok sık adları geçen Ti'lerin [90] Kızıl Ti gurubunun onların ataları olduğuna işaret edilir [91]. Daha sonraları Ti--li adıyla anılmışlar ve nihayet pek çok

Oğuz boylarının Anadolu'daki son durumu

Resim
Oğuz boylarının Anadolu'daki son durumu Oğuz boylarının Anadolu'daki son durumu / Günümüzdeki yerleşim yerleri 1-KAYI Kayıhan - Afyon-Emirdağ Karaçavuş(Kürtler kayı) - Amasya Kayı (Balakayı) - Ankara-Yenimahalle-Kazan Yenikayı (Zirkayı ) - Ankara-Yenimahalle-Yenikent Kayı - Ankara-Güdül Kayısopran - Bolu-Gerede Kayı - Burdur-Çeltikçi Demirli ( Kayı ) - Burdur-Ağlasun-Karaaliler Kayıçivi - Çankırı-Kargın Gölezkayı - Çankırı-Eldivan Hisarcıkkayı - " " Kayı - Çankırı-Ilgaz-Belören Kayılar (Kayıbekir) - Çankırı-Orta Kayıören - Çankırı-Orta Çaparkayı - Çankırı-Şabanözü Kayı - Çorum-Merkez Kayı - Çorum-İskilip Kayı - Çorum-Mecitözü Kayhan (Kayhanköy ) - Denizli-Merkez Kayı (Selmik) - Diyarbakır-Bismil-Yukarısalat Kayı (Yukarışingirik) - Diyarbakır-Dicle

Hangi il hangi boydan geliyor?

Resim
Anadolu'yu Türk yurdu yapan Oğuz Boylarını iyi anlamak gerekir. İşte Anadolu'nun dört bir yanına dağılan o boylar;

Kayı Boyu

Kayılar, 12. yüzyılda İran coğrafyasına, buradan da Anadolu'ya geçerek önce Selçuklu tebaası olmuş ardından Osmanlı Beyliğinin ve devletinin kurucu unsurları olmuşlardır Kayılar, kökenleri itibariyle 24 oğuz boyundan biri olarak varlıklarını yüzlerce yıldır koruyan güçlü ve önemli bir boydu. Göktürkler ve Karahanlılar dönemlerinde İç Asya’da varlıklarını devam ettiren Kayılar, 9. Yüzyılda Selçuklu Devleti bünyesinde ekseriyetle Horasan bölgesinde varlıklarını sürdürmekteydiler. Selçuklu tebaası olmayan ancak Selçuklu Devleti hudutları içerisinde diğer Türk boyları gibi konar/göçer yaşayan Kayılar Anadolu’ya iki ayrı dönemde iki ayrı kol halinde girdiler. İlk önemli Kayı kolu Malazgirt Zaferi ile Anadolu’ya giriş yapmış ve ilerleyen yıllarda güçlenerek Artuklu beyliğini kurmuşlardı. Horasan ve Merv bölgesinde varlıklarını devam ettiren bir diğer Kayı kolu ise Moğol baskıları nedeniyle Batıya doğru sürüklenmiş, Harzemşahlar ile  birlikte 12. Yüzyılın sonlarında Anadolu’ya girmişle

Diriliş Ertuğrul Dizisinin Tarihsel Gerçekliği

Diriliş Ertuğrul dizisinin tarihsel gerçekliği yeterlimi? Dizide yaşanan vakalara tarih bilimi ile bakarsak hangi sonuçlara varırız? Diriliş Ertuğrul dizisi, uzun yıllardır televizyonlarda gördüğümüz en başarılı tarih temalı yapıt olma özelliğini taşıyor. Muhteşem Yüzyıl felaketinden sonra izleyenleri tarihin gerçeklikleri ve muazzam atmosferini yaşatmayı başaran Diriliş Ertuğrul dizisi, hem tarih meraklıları tarafından hem de tarihçiler tarafından yakından takip ediliyor.  Peki bu dizide canlandırılan karakterler ve senaryoda söz konusu edilen vakalar tarihsel gerçeklerle ne denli örtüşüyor ve tarihsel serüvene sadık kalındığı taktirde ilerleyen bölümlerde karşımıza neler çıkacak; İşte bu soruların yanıtlarını bulabilmemiz için tarih bilimi bize pek çok ipucu sunuyor. Kayı Obası Değil Kayı Oymağı Dizinin güncel olan (6.) bölümüne kadar senaryoda geçen konuları irdeleyerek başlayalım. Dizi şuan Öncelikle ilk ve en büyük hataya değinmek durumundayız. Kayılar, dizide tasfir edild